25 Şubat 2013 Pazartesi

Yok yok, iyiyim.

Sana adadığım şarkılar nasıl da yalan oldu
Kalitesini hissettiğim sözleri nasıl da manasız
Ne çok değişiyorum amına koyim.
Sözde stabil, kısmi huzurlu, geneliyle mutlu bi yaşamdayım.
20 yaşında ekmek elden su gölden, okuyorum özel okulda yarı burslu.
Hakkını ödemeye çalışıyorum evdekilerin, dinliyorum dersimi
Olmuşum yabani,
Aramıyom etmiyom çok yakınım dediklerimi
Tamam görüşürüz diyom görüşmüyom
Canım buna niye sıkılmıyor? Bu nasıl bi godoşluk?
Canciğer kuzu sarmayı iyi saramamışız be
Ya da tutmamışız adam gibi.
Bi tek kendi başıma kaldığımda bi sıkıntı hissediyorum
Yoksa gün içinde arkadaşlarımla sürekli gülüyorum
Sanırım hayalsiz kaldım ben,
Yarısı gerçekleştiğinden, yarısı suya düştüğünden.
Bi parfüm bi insana ait oluyo her zaman
Birebir.
Yürüyo bi elin kızı savuruyo kokuyu
Diyorum sen hırsızsın!
Sürünme bi daha bu kokuyu.
Sarınma benim eski mutluluğuma
Görünmesin gözüme saçlar
Bulunmasın kulağımda sesler
Kolumda izler..
Ben katı görünen bi adamım
İçim bazen çorba gibi
Üzülürüm belli etmem
Siksen belli etmem
Kendi başıma üzülürüm
Kimseye sıçratmam.
Paylaşıldıkça azalan üzüntülerim olmuyor haliyle.
Şarkılara gömüyom işte
Yeni şarkılara
Eski şarkılar yitiyor ya, başta dedim ya
20 yaşında efendi bi eleman olduğumdan
20lik derman rakısını alıp dertleşemiyom benle
Yok sevgilim.
Aranmıyorum
Bekliyorum bi çift ürkek göz.
Ses tonu güzel olsun
Ama sağlam aşk olsun hee
Hakettim mi bilmiyom da
Ben sevmesini iyi biliyom be
Mühim hissettireyim
İstemediğin kadar mühim.
Lazım olanın katbekatı.
Yeter ki ait ol.
Neyse gidiyom ben, şarkılara katılmaya.

15 Şubat 2013 Cuma

Dayseeker - What It Means To Be Defeated

Tek kelimeyle muhteşem. 2012 ve şimdiye kadarki 2013 için en güzel metalcore şarkısı diyebilirim. Bi düşüniyim bi daha... Evet evet diyebilirim.






So they read the news today, you had vanished without a trace

And you lacked the spine to turn your back and say goodbye

Now you're just a ghost that occupies my thoughts, my every move

All mountains for me to move

Still I tell myself I'll be just fine




All these excuses lead me to a sun never rising again

You were not someone I knew, just someone I learned to see through




You were lying when you said we'd be permanent

When did I become, the one to give up?




When did I become, a transition to the next one?

Maybe this won't need to be repeated

Maybe it's to show me what it means to be defeated




Wasn't it enough, to trade your bed for lust, and tear me limb from limb?




Hopeless heart, held inside of a desperate soul

Smile while you're stabbing me in the back again




Precious knife held inside of a man who waits to die

Could you send, from my skin, and show me one person I can put my trust in

Bring me the sun, wake me up from, my dreams of giving up now

I want to believe there's permanence in me

When did I become the one to give up on?

4 Şubat 2013 Pazartesi

Aklımda

arayıp sormadığıma bakma sen alınma
kötü gün dostuyum, biliyorsun.
güldüğünde beni bulamıyorsun da
ağladığında hep görüyorsun.
kızma ayrıca,
daha mı iyi aksi olsa?
aklımdasın. aklımda.
Ben bencilin önde gideniyim. Bayrak taşıyanıyım. Kendimden başka hiçbir şeyi, kimseyi düşünmem. Aslında biraz dikkatli bakarsanız sizin de öyle olduğunuzu farkedeceksiniz. Nasıl mı? Sesini duymak istemediğiniz, görmek istemediğiniz birine siz sesinizi veya cisminizi sunmazsınız değil mi? Konuşmazsınız, yanına gitmezsiniz. Duygusal konularda da bu böyle. Ben beni sevmesini istediğim kişilere sevgi veriyorum. Kendimi düşündüğümden tamamen, gerçekten. Kiminin üzüntüsünü paylaşıyorum ki ben üzüldüğümde orda olsun. Yoksa umrumda değil.